Ateş başında toplanmış bir grup insan. Masalcı öyle büyülemiş ki herkes ağzının içine düştü düşecek. Bir
adımda Patara’daki deniz fenerinden başlayıp karşıya İskenderiye’ye geçiyor. Nil, denizin derinliklerine Masalcı ile birlikte gitmek için denizaltına biniyor. Denizin dibindeki hazineleri toplayıp, nefes bitmeden dönme mücadelesi başlamış. Ama zarlar hileli, kaderin bitmek bilmeyen oyunu mu bu? Lezzetli tartlar yenilince tak sepeti koluna ve her şey tekrar kutuya. Koca denizaltı, onlarca hazine, dalış yapanlar ve denizin dibi bu kutuya kolayca giriverdi. Nefsini köreltip, nefesini bitirmemenin oyunu. Her gün Evrenlerin Yaratıcısı ile oynanan oyuna da benziyor.
Kapı çaldı. Kargocuya 4 rakam söyledim. Cep telefonunun altına kredi kartını koydu. Kargonun parası da tamam. Japonya’dan alınan kutu sadece yurt içi tarifesiyle ulaşmış oldu. Önce kargo torbasını yırttım. Az önce bahsettiğim ile aynı boyda ve aynı lacivertlikte bir kutu gelmişti. Japonca Balina-Orka (İngilice
Whale to look (Balina Gözlemi)) yazıyor. Kapağında bir siyah balina (katil balina orka) bir de beyaz balina var. Kutunun içinde yine koskocaman denizden parçalar (tekneler denizin bu kısımlarında geziniyor), altında balık sürülerinin olduğu kısımlar, balina ve orka, turistleribali na gözlemine götüren tekneler ve
turistler. Özellikle bir, iki ve üç turist alan 3 tekne birbirinden sevimli. Jun Sasaki tasarımlı Oink şirketine ait bir oyun. (Oink İngilizce domuz homurtusu demekmiş) Şirketin ismi de yakışmış çıkarttığı oyunların sevimliliğine.
Oyunda neler oluyor; Denizin derinliklerine doğru araştırma yapıyorsun (Balık sürülerinin olduğu kısımlara sonar olan araştırma botu yolluyorsun). Bu kısımların arkasında 0-5 arasında sayılar var. Bu o bölgede bulunan balık sürülerinin sayısı hakkında bilgi veriyor. Tekneler bu dört balık tarlasının arasında bulunuyor. Bu dört tarlanın altında yer alan sayıların toplamı en yüksek olduğu yerde Beyaz Balina ortaya çıkıyor. Neden çünkü Beyaz Balina balık değil plankton yer. Böylelikle balinanın bulunduğu yerde balık sürüleri
rahat rahat gezinir. Hatta onun cüssesine sığınıp başka vahşi balıklardan kaçabilir. 4 kısmın sayılarının
en küçük olduğu yerde ise Orka, yani katil balina kendini gösteriyor gözlem yapma peşinde olan turistlere. Eğer ki teknenizi bu en düşük ve en yüksek toplamın olduğu balık tarlalarının ortasına getirseniz başarılı bir tur operatörü olarak teknedeki her turist için puan alıyorsunuz. Turistler de balinanın su yüzüne
çıktığı yerde konuşlanmış olmanın mutluluğunu yaşıyor ve anı fotoğraflarla ölümsüzleştiriyor.
İçimdeki denizde neler oluyor diye baktığımda?
Teknede gözlem yapanlar psikiyatrisler. Denizdeki balıklar yani 0-5 arası olan çalkantılı bölümler mutluluk düzeyi.
Süt liman olan durulmuş bölgeler psikiyatristlerin gözlem yapmak için demirleyebileceği sakin sular. Çalkantılı suların ortalamasına göre sakin sularda beyaz balina manik hal veya siyah katil balina depresif hal şeklinde ortaya çıkabiliyor. Böyle olsa hikayesi bu oyunun, yine aynı sevimlilikte olur muydu?
Ama kendi içimde bu oyunu hep oynadım. Siyah ve beyazın ying ve yang gibi iç içe geçişini. Birbirini kuşatıp nefes yarışına girişini. Gönderdiğim araştırma botlarına, radarla yaptığım taramalara rağmen mutluluk düzeyinin nerede ne düzeyde olacağını bilemiyorum. Bazen önümde beyaz bir balina beliriyor yukarılara sıçrıyor ve tüm heybeti ile havaya yükselen kuyruğu denizi dövüyor. Bazen Siyah
bir orka kıtır kıtır çiğniyor balıkları, deniz kana bulanıyor.
Önerilen tüm teknolojiler ne zaman nereden çıkacağı konusunda yetersiz kalıyor. Keza benim bilgim yetersiz. Sadece bu belirsizliğe alıştım gibi. İniş çıkışların bir aikido deyimiyle yer gök fırlatma (ten çi nage) olmamasına çalışıyorum ve sonra kaderin beni göndereceği noktaya isyan etmeden kabulde olmayı öğrenmeye çalışıyorum. Oyunun kuralını anlarsam iyi bir oyuncu olabilirim. Beyaz ve Siyah
balina iç denizimden illa ki çıkacak. Kaderin bitmek bilmeyen oyunu mu bu?
Yorum Gönder