DÜŞÜNCELER, KÜLTÜR YOLCULUĞU

ROBERT CAPA: GÖZÜ KARA BİR ÖZGÜR RUH

Otuzlu yaşlarınızda gençliğinizin en güzel çağında, bir Hollywood starı gibi de yakışıklıyken hangi “delilik” sizi Normandiya’ya D-Day’e getirebilir, hele de asker değilseniz, elinizde de silah olmadan?

Altı Temmuz 1944, dünya tarihinin gördüğü en kanlı günlerden biri. Müttefik kuvvetler, Nazilere belki son darbeyi vurmak ve Avrupa’yı yeniden özgürleştirmek için Fransa’nın Normandiya kıyılarına Omaha Kumsalına çıkarma yaparlar. Sadece o gün birkaç saat içinde 2400 amerikan askeri ölmüş, çok daha fazlası yaralanmıştır. Çıkarma gemilerinden birisinde elinde ve omuzlarında 35 mm ve bir orta format fotoğraf makinesiyle Robert Capa da vardır. Birkaç dakika sonrasının ölüm ile sonuçlanma olasılığının bu denli yüksek olduğu bir yerde elinde silah olmaksızın sadece o tarihsel anları belgeleme amacıyla bulunma isteği nasıl açıklanabilir bilmiyorum. Tarih böylesi cesur insanların ayakları üzerinde durmaz mı zaten?

O korkunç dakikaları hem hayatta kalmak hem de fotoğraflarını çekmekle geçirir ve günün sonunda hâlâ yaşadığı için şanslıdır Capa. Film rulolarını hemen gönderir ama ne yazık ki savaş alanındaki şansı karanlık odada yaver gitmez ve filmlerin bir kısmı yıkama hatası nedeniyle çöp olur, kurtarılabilenler de o günün görselleri olarak tarihte yerini alır.

Macaristan’da doğan, sonra Berlin’e geçen, Hitler’in ve faşizmin yükselişini gören bu nedenle Paris’e taşınan Capa, burada tanıştığı Gerda Taro ile yakınlaşır. Kendisi de bir fotoğrafçı olan Gerda, Endre Enrö Friedman olan asıl ismini uluslarası fotoğraf ve sanat çevrelerinde daha kolay tanınsın diye Robert Capa olarak değiştirmesini de öneren kişidir. Hem sevgili hem meslektaş olarak İspanya İç Savaşına da beraber giderler, ne yazık ki Gerda orada ağır yaralanır ve ölür. Robert Capa’nın adrenalin dolu savaş fotoğrafçılığına İspanya İç Savaşında cumhuriyetçi askerin vurulma anında çektiği kare damgasını vurur ve ünlenmesini sağlar. Sonrasında yaşamı hep savaşların içinde geçer. İkinci Çin-Japon Savaşı, II. Dünya Savaşı, 48 Arap İsrail Savaşı ve son olarak İndoçini savaşı. Barış yanlısıdır ama savaşların o tehlikeli ortamına da tutkuludur aynı zamanda ve son seferinde bir mayına basarak ölür genç yaşta.

İspanya İç savaşında Ernest Hemingway’le olan birlikteliği Çanlar Kimin İçin Çalıyor’da bazen sanki Capa fotoğrafları da görüyormuşsunuz hissi yaratır. John Steinbeck’le 1947’de çok önemli bir Sovyetler Birliği gezisi yapar ve birlikte yayınlarlar.

Şimdi başa dönelim: nasıl bir deli yürek elinizde bir silah bile olmadan birkaç saniye içinde ölebileceğiniz olasılığı olan bir yere sizi götürebilir?

Dünya cesur adamların varlığı ile değerli olmaya devam ediyor.

author-avatar

Hakkında Prof. Dr. Selman Vefa Yildirim

test

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir