DÜŞÜNCELER, OKUDUKÇA

JUNG’UN GÖLGESİYLE “KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ”I OKUMAK

Masallar, yüzyıllardır kolektif bilinçdışının semboller aracılığıyla kendini ifade ettiği güçlü anlatılardır. Carl Gustav Jung’un analitik psikolojisi açısından bakıldığında, bu hikâyeler aslında bireyin içsel yolculuğunu ve psikolojik gelişim sürecini gözler önüne serer. “Kırmızı Başlıklı Kız” da ilk bakışta çocuklara yönelik basit bir uyarı hikâyesi gibi görünebilir. Ancak masalın derinlerine indiğimizde, insanın kendi bilinçdışındaki gölgelerle yüzleşme sürecini anlatan sembollerle dolu olduğunu fark ederiz.

Kırmızı Başlıklı Kız: Persona mı, Bireyselleşme Yolunda Bir Aday mı?

Jung’a göre bireyin toplum içinde oluşturduğu sosyal kimlik, yani persona, bilinçdışındaki unsurlarla dengelenmesi gereken bir yapıdır. Masalın başında Kırmızı Başlıklı Kız, ailesi tarafından tanımlanmış bir role sahiptir: “İyi bir kız” olarak bilinir ve annesinin öğütlerine uyması beklenir. Ancak bireyselleşme süreci, yalnızca toplumun belirlediği çerçevelere uymakla tamamlanamaz. İnsan, kendisini tamamlamak ve gerçek bir birey hâline gelmek için bilinçdışındaki gölgesiyle yüzleşmeli ve onu kabullenmelidir.

Masaldaki kırmızı pelerin, bu sürecin sembolüdür. Jung’a göre kırmızı, içgüdüleri, arzuları ve dönüşümü simgeler. Kırmızı Başlıklı Kız, masumiyetin içinde saklı bir potansiyeli temsil eder. Ancak o henüz farkında olmadan iç dünyasındaki bilinçdışıyla yüzleşmeye doğru ilerlemektedir.

Orman: Bilinçdışına Yolculuk ve Seçim Anı

Jung’un analizlerinde orman, bilinçdışının kaotik, bilinmeyen ve bazen tehlikeli yönlerini temsil eder. Kırmızı Başlıklı Kız ormana girdiğinde, bildiği güvenli dünyadan uzaklaşır ve kendi iç dünyasının karanlık tarafıyla tanışmaya başlar. Annesinin “düz yoldan git” öğüdü, toplumsal normları ve geleneksel kuralları simgeler. Ancak masalların kahramanları, kendi kaderlerini yaşamak ve dönüşmek için bu sınırları aşmak zorundadır.

Kırmızı Başlıklı Kız da farkında olmadan bu sınırları ihlal eder. Ormanda kurdun karşısına çıkması, Jung’un psikolojisinde bireyin gölgesiyle ilk defa yüzleşmesini simgeler. Bu karşılaşma, kişinin kendi karanlık yönlerini fark etmesi ve onunla hesaplaşması için bir başlangıçtır.

Kurt: Gölgenin Yüzleşme Çağrısı

Jung’un gölge arketipi, bireyin bilinçli benliği tarafından bastırılan, kabul edilmek istenmeyen yönleridir. Masaldaki kurt, sadece fiziksel bir tehdit değildir; aynı zamanda Kırmızı Başlıklı Kız’ın kendi içsel gölgesiyle tanışmasını sağlayan bir figürdür.

Kurt ona, “neden hep aynı yoldan gidiyorsun?” diye sorarak varoluşsal bir meydan okuma getirir. Bu, bireyin kendini keşfetmesi için bir davettir. Ancak gölgeyle ilk karşılaşma genellikle risklidir: Eğer bilinç yeterince güçlü değilse, insan kendi gölgesine yenik düşebilir. Kırmızı Başlıklı Kız’ın kurdun oyununa gelmesi, onun gölge tarafından yutulmasını, yani bilinçdışının egemenliği altına girmesini simgeler.

Büyükanne ve Yutulma: Gölgeyle Birleşme ve Kriz Anı

Masalda kurt, önce büyükanneyi yutar. Büyükanne burada geleneksel bilgelik ve geçmiş nesillerin bilinçli deneyimlerini temsil eder. Onun ortadan kaldırılması, bireyin eski, güvenli çerçevelerden kopması anlamına gelir. Artık Kırmızı Başlıklı Kız, gölgeyle doğrudan yüzleşmek zorundadır.

Kırmızı Başlıklı Kız’ın büyükanne sandığı kurda “kulakların neden büyük?” gibi sorular sorması, onun bilinçsiz farkındalığının artmaya başladığını gösterir. Ancak o hâlâ gölgenin egemenliğindedir ve sonunda yutulur.

Bu süreç, Jung’un nigredo olarak tanımladığı, bireyin içsel çöküş ve karanlıkla yüzleşme evresine denk gelir. Birey, bilinçdışının derinliklerinde kaybolmuş gibi görünse de bu, yeniden doğuş sürecinin başlangıcıdır.

Ormancı: Bilinç ve Dönüşüm

Masalın sonunda ormancı gelir ve kurdun karnını yararak hem büyükanneyi hem de Kırmızı Başlıklı Kız’ı kurtarır. Ormancı burada, bireyin bilinçli ego kapasitesini simgeler.

Bu sahne, sadece bir kurtuluş değil, aynı zamanda psikolojik dönüşümün tamamlanmasını anlatır. Kırmızı Başlıklı Kız artık eskisi gibi değildir. Bilinçsiz bir şekilde ormana girmiş, gölgesiyle yüzleşmiş ve onun tarafından yutulmuştur. Ancak ormancı, yani bilinçli benlik devreye girerek onun yeniden doğmasını sağlamıştır. Burada önemli nokta, gölgenin tamamen yok edilmemesidir. Jung’a göre bireyselleşme, gölgeyi reddetmek değil, onu tanıyıp onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmek demektir. Ormancı, bireyin kendi içsel karanlığını fark edip onunla başa çıkabilme gücünü temsil eder.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir