KARİKATÜRÜN DİLİ (4): NUH’UN GEMİSİ
Yazı dizimizde, karikatürün metaforlar aracılığıyla konuşan dilini anlamaya devam ediyoruz. Bu yazımızın ana metaforu, büyük krizleri ve sonrasında gelen kurtuluşu en iyi sembolize eden Nuh Tufanı ve Nuh’un Gemisi olacak.
Nuh Tufanı, kutsal kitaplarda geçen önemli bir felaket ve yeniden başlangıç öyküsüdür. Anlatıya göre, insanların günahkâr, zalim ve inançsız hale gelmesi üzerine Tanrı dünyayı cezalandırmak için büyük bir tufan yaratmıştır. Tanrı tarafından insanları uyarma göreviyle seçilen Nuh Peygamber, bütün çabasına rağmen halkını ikna edemeyince, ona büyük bir gemi yapması emredilmiş; gemiye, ailesiyle birlikte her hayvandan bir dişi ve bir erkek alması söylenmiştir. Tufanla birlikte dünya sular altında kalır. Gemide olanlar kurtulurken diğer tüm canlılar yok olur. Uzun bir süre sonra sular çekilir ve gemi bir dağa (çoğu kaynakta Ağrı Dağı) oturur. Nuh ve beraberindekiler yeni bir yaşam kurar ve insanlık yeniden onlardan türemeye başlar. Bu özellikleriyle Nuh Tufanı, Tanrı’nın adaletini, insanın itaatsizliğinin sonuçlarını ve aynı zamanda sabır, inanç ve kurtuluşun sembolünü anlatır.
Böylesine bilinen ve zengin mesajlar içeren Nuh Tufanı ve Nuh’un Gemisi, karikatürlerde çok güçlü bir metafor olarak kullanılır. Karikatüristler, büyük krizler (savaş, çevre felaketi, pandemi, ekonomik çöküş vb.) karşısında Nuh’un Gemisi’ni insanlığın tek umudu veya son sığınağı olarak çizerler. Geminin içindekiler genellikle “kurtulan azınlık”ı, dışarıdaki sulara gömülenler ise “yok olan çoğunluk”u simgeler. Gemideki hayvanlar ise çoğu zaman nesli tükenmekte olan türleri veya korunması gereken değerleri temsil eder. Geminin kapısında kimlerin alınıp kimlerin dışlandığı, modern krizlerdeki adalet, ayrımcılık, siyaset veya sınıfsal uçurum metaforu olarak işlenir.
Nuh’un Gemisi, genellikle bir siyasi krizi, ekonomik felaketi, çevresel tehdidi veya toplumsal bir sorunu temsil eden “Tufan”dan kurtulmak için tek umut olarak resmedilir. Örneğin, küresel ısınmanın suları yükselirken, dünyanın liderleri geminin güvertesinde sıkışmış veya bilet kavgası yaparken gösterilebilir. Bazı örneklerde gemi, kimi grupların (yönetici sınıf, zenginler, belli bir ideoloji) tehlikeden kurtulmak için kendilerine özel bir ayrıcalık veya koruma alanı yarattığını eleştirmek için kullanılır. Bu durum, “Kimler Gemide?”, “Kimler Dışlandı?” gibi can alıcı soruları ön plana çıkarır.
Nuh, karikatürlerde çok farklı kimlik ve rollerde görülebilir. Bazen güçlü önsezisi öne çıkarılırken, bazen beceriksiz bir lider olarak ele alınıp eleştirilir. Tufan’ın bitimini müjdeleyen güvercin ve zeytin dalı da zengin bir malzeme sağlar. Bu simgeler de bazen çözüm umudunu veya iyimser bir gelişmeyi bazen de naif ve boş bir umudu temsil için kullanılır.

Gelin şimdi de konuyu seçtiğim örnekler üzerinden genişletelim. İlk örnek Finli çizer Antero Halla (Ansu)’dan. Çizer, Nuh’u karaya oturmuş gemisindeki hayvanlar için erzak alışverişinden dönerken, elinde market arabasıyla çizmiş. Market arabası, tüketim toplumlarına özgü önemli bir simgedir. Nuh, yepyeni bir dünya kurmanın başında dahi kapitalizmin hazırcı, kolaycı ve tüketime dayalı ekonomisine teslim olmuş gibi görünmektedir. Bu, sistemin en büyük felaket karşısında bile birey üzerindeki baskısını örnekleyen mizahi bir eleştiridir.

Polonyalı çizer Josef Jurczyszyn, Nuh’un gemisini uçsuz bucaksız bir deniz gibi görünen, yüzlerce otomobilin oluşturduğu bir “trafik denizi” üzerinde çizmiş. Bu karikatürde, klasik Tufan felaketini su değil, otomobil selinin yarattığı modern felaket (kirlilik, trafik) temsil ediyor. Gemi, doğayı temsil ederken; altındaki arabalar, sanayileşmenin, motorlu araçların ve bireysel ulaşım çılgınlığının gezegeni boğan etkisini simgeliyor. Bu kurtuluş gemisi bile, modernizmin beton ve egzoz deryasında yolunu bulmak zorunda kalmış.

İsmail Biret’in karikatüründe, Nuh’un Gemisi yolculuğunun sonunda bir dağ yerine, çevresini kirletmekte olan bir enerji santralinin (muhtemelen nükleer soğutma kulesinin) tepesine oturmuştur. İnsan, kendi yıkım mekanizmalarını (endüstriyel kirlilik, nükleer tehdit) o kadar yaygın ve devasa hale getirmiştir ki, Nuh’un bile sığınabileceği tek nokta, tehlikenin kendisinin tepesi olmuştur. Yeni dünya, eski dünyanın kurtuluşunu değil, tehdidini devralmıştır. Nuh’un yüzündeki ifade bu çaresizliği yansıtır.

Rus çizer Aleksandr Klişenko’nun karikatüründe ise tufan, teknoloji ve elektronik atık yığını olarak düşünülmüştür. Rusçada Noy diye bilinen Nuh, bu teknoloji denizinin ortasında, gemisine doldurduğu kitaplarda bilgiyi güvenli bir yere taşımaya ve kurtarmaya çalışmaktadır. Bu kanımca, teknoloji bağımlılığı ve atık sorununu eleştirirken, temel bilginin hala kurtarılması gereken en değerli miras olduğu fikrini vurgular.

İzmirli usta karikatürist Eray Özbek, Nuh’un Gemisi metaforunu, merhamet, dışlama ve ahlaki ikilemler yönüne odaklanan dramatik bir sahne ile işler. Sular altında kalmış dünyada kurtuluşun tek adresi olan gemiye tırmanmaya çalışan insanlar ve hayvanlar, Nuh ve ailesi tarafından şiddetle engellenmektedir. Böylelikle Nuh’un Gemisi mitindeki “sadece seçilmişlerin kurtuluşu” teması ters yüz edilerek konu, günümüzdeki sınıfsal ayrımcılık, bencillik ve mülteci krizleri gibi modern konularla ilişkilendirilmektedir.

Kolombiyalı karikatürist Raul Alfonso Grisales’in eserinde Nuh’un gemisine sokmaya çalıştığı hayvan, Nasrettin Hoca’nın eşeğidir. Hoca’nın eşeği doğal olarak düzenin adamı değildir ve işbirliğine gelmez. Mizah, uyumun ve kabulün değil, itirazın, başkaldırının ve eleştirinin yanında yer alır. Mizah, insana ayna olmayı sürdürecek ve gemisini yüzdürenlerden olmayacaktır.
Son örnek de (aşağıda) benden olsun. Karikatürde Nuh’un Gemisini, hayvanlar yerine müzik aletleriyle doldurmayı yeğledim. Nuh da bundan çok memnun görünüyor. Herkes bir kurtuluş peşinde. Doğanın kurtuluşu için elbette canlı türlerinin korunması gerekiyor. Ama bazen yeni bir pencereden bakınca görünür gerçek. Değerlerini yitirmiş, savaş ve yıkımlarla kendi varlığını yok etmek üzere olan insanlığı belki de kurtaracak olan yine insanlığın evrensel bir üretimi olan müziktir, sanattır. Yeni bir metaforda buluşmak dileğiyle.
