ŞİİR, YAZI ÇİZİ ÇEVİRİ

ee cummings’den bir şiir

“next to of course god america i”

“next to of course god america i

love you land of the pilgrims’ and so forth oh

say can you see by the dawn’s early my

country ’tis of centuries come and go

and are no more what of it we should worry

in every language even deafanddumb

thy sons acclaim your glorious name by gorry

by jingo by gee by gosh by gum

why talk of beauty what could be more beaut-

iful than these heroic happy dead

who rushed like lions to the roaring slaughter

they did not stop to think they died instead

then shall the voice of liberty be mute?”

He spoke. And drank rapidly a glass of water

“şüphesiz tanrıdan sonra amerika seni seviyorum”

“şüphesiz tanrıdan sonra amerika seni

seviyorum gezginlerin memleketi ve saire ah

görebiliyor musun şafak doğduğunda

ülkemde yüzyıllardır bunlar olup bitiyor

ve bunun nesine üzülmeli ki

her dilde sağırdilsizler için olanda bile

oğulların şanlı ismini çağırıyor alkışla

vallahi de billahi de tillahi de sakız olmuş ağızlara

neden güzel şeylerden konuşalım daha gü-

zel ne olabilir bu kahraman mutlu ölülerden

aslanlar gibi yürürken kükreyen katliama

durmadılar düşünmeye öldüler onun yerine

Kısılsa mıydı özgürlüğün sesi, daha ne? ”

Adam böyle dedi. Va çabucak bir bardak su içti.

E.E. Cummings, (14 Ekim, 1894, ABD—3 Eylül, 1962, North Conway, New Hampshire), Amerikalı şair, ressam, deneme ve oyun yazarı Edward Estlin Cummings gelenekseli yıkan sözcük dizimi ve noktalama anlayışı, ve bu yaklaşımın doğal uzantısı şeklinde şiire kattığı deneysellikle yirminci yüzyılın en önemli şairlerinden ve, kuşkusuz, Amerikan edebiyatının öncü, en tanınmış temsicilerinden biri.

Cummings büyük harfi şiirlerinde nadiren kullandığı için, bazı yayıncıların ismini “e.e. cummings” şeklinde küçük
harfle yazmasına itiraz etmemiştir; yazılı edebiyat tarihinde ismi sıklıkla bu şekilde geçmektedir. Yazdığı on iki şiir kitabı ölümünden sonra 1968’de iki ciltte toplanmıştır. Ayrıca dört oyun yazmıştır. Pek çok şiirinde biçimsel deneyselliğe ek olarak kimi zaman sert, kimi zaman şefkatli ve naif bir tonda, öznel ve kişisel deneyimlerin betimlendiği kandırıcı bir basitlik taşıyan toplumsal yergi göze çarpar. Aşk şiirlerinde de benzer bir çocuksuluk yansıtan erotizm, doğa imgeleriyle yoğrularak ortaya koyulur. Tüm deneyselliğine karşın, büyük bir okuyucu kitlesi de kazanmıştır. Şair ve eleştirmen Randall Jarrell’ın dediği gibi, “Başka hiç kimse, avant-garde ve deneysel şiiri, hem genel hem de özel okuyucuya böyle çekici kılmadı.”.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir