Katarsis

dıranas’ın şiirindeki fahriye abla değildir cahide
halime’yi samanlıkta bastılar türküsündeki hiç değil
bir ömre bedel genç kadındır cahide
sevildikçe güzelleşen
seviştikçe aşka bağlayan
hayat ruhuna neşe kondurmuş
gülümsemeleri tomurcuk güller kadar masum bir o kadar da hileli
halleri rüzgardaki başak kadar uyumlu esnek
zaafları her şeyin üstünde olsa da
orospuluk çıkmaz o kumaştan
beceremez kiminle yatacağını kiminle ihya olacağını
olsa olsa aşk şiirleri çıkar cahide’den
intiharlar
ateşler
uykusuz geceler
giderken anlaşılır cahide
herkese bir parçası kalır
onda gidenlerin ahı
hiç kimselere benzemez cahide kendine mahsustur ölçüleri
hayatla uyumlu akar maraz çıkarmaz kimselere
çizdiği yoluna bakar
hayat çıkarlar üzerine döner
doğduğu gün dua diye üflenmiştir kulağına
ne istediğini bilir yolunu şaşırdığı olsa da bazen
yıkılmaz kalkar temize çıkararak geçmişi
kolayca sever kolayca vazgeçer
gönlü düşmez kimselere
içten içe bilir tutkuyla sevmenin insanı öldüreceğini
kaçınır sevmekten bu yüzden
bu sebeple bir kleopatra kadar ateşlidir
bu sebeple soğuk bir venüs mermeridir ayrılırken
bilir işini cahide
dıranas’ın şiirindeki fahriye abla değildir cahide
halime’yi samanlıkta bastılar türküsündeki hiç değil
çıkılmaz sokakların bulunmaz adreslerinde yaşar cahide
yaz mevsiminde serpilir kışlarda kendini bulur
eli hünerlidir
bakışları hülyalı
gözlerinde derin kuyular
kara saçlarında kırmızı kurdeleler
dolanır sokaklarını o gizemli şehirlerin
karanlıkları sever nefret eder güneşten
kimin evinden çıkar sabahları
kiminle sevişir hiç bilinmez
mühürlü dudaklarında bin bir çeşit hayat saklıdır
ölümüne kadar
orospuluk çıkmaz o kumaştan
ama orospuluğun tarihçesi yeniden yazılır
şiirin de öyle