yüreğin ‘A’ hali
Seni hâlâ anlamış değilim H; nereden çıktı Allah aşkına evlenme fikri? Kim senin aklını çeldi öyle deniz gözlüm? (şurada itiraf etmeliyim ki, o grek burnun daha yakışıyordu sana. Hiç beğenmediğin o küçük göğüslerinin bedenine yakıştığı gibi. Yaptırdığın estetik seni güzelleştirmekten çok biraz sıradanlaştırmış gibiydi minik ayaklı, minik elli aşkım.
Seni hiç özlemiyorum, biliyor musun?
Arada bir aklıma gelme sebebin, seni ilk tanıdığım günlerde başka yer bulamayıp gittiğimiz o büyük park olur. Ağaçlar altında köpek öldüren şarabı içip, yaptıklarımızı hatırlarım. Hani bir yaz gecesi parkın bekçisine yakalandığımızda kaçarken iç çamaşırlarını ağaç altında unutmuştun..
Bir saat sonra ağacın altına geri döndüğümüzde iç çamaşırlarını bulamamıştık.
Bunun üzerine parkın bir sırasında oturmuştuk. Sigaralarımızı yakmış fikir yürütmüştük, seninle.
İç çamaşırların.
Bekçi.
Ve. Fantezileri…
Nasıl da gülmüştük ama.
Konuştuklarımızı şuraya yazsam, erkek dergilerinde yazılan o düzeysiz pornografik
düşleri, bizimkilerin yanında sınıfta kalır.
Daima Lulu filmindeki Lulu’ya ( Melanıe Grıffth ) benzetirdim seni. En az Lulu
kadar, tatlı, çılgın, hatta kaçık bir kızdın sen.
Gittiğin o psikiyatrın, sendeki o güzelim meziyetleri yok edip, sonunda seni Guguk Kuşu filmindeki Mcmurphy’e (Jack Nıcholson) benzetmesi ne kadar acıydı. Kare kare sendeki değişimleri izliyor, hiçbir şey yapamıyordum senin için. O ateş gibi kız, soğutula soğutula bir kalıp buza dönüşüyordu. Resmî. Suratsız. İtici. Sana hiç ulaşamıyordum artık…
Sanırım bu sebepler yüzünden uzaklaşmıştık birbirimizden.
Şimdi güneş görmeyen uzak bir ülkenin, ağır mekânları arasında dolanırken, yine o yağmur ülkesinin soğuk ve nemli ağır havasını solurken, beni aklından hızla da olsa geçirdiğin oluyor mu? Atamadığın kilolarınla başın belada mı hâlâ? Buz yemek alışkanlığın sürüyor mu? Seni sevdiğini söyleyen erkeklerle yatmayıp onları süründürüyor musun yine?
Seni özlemediğimi söylemiştim, yalandı. Eski hallerini özlediğim oluyor. Hani sana sarıldığımda yürek atışlarını bedenimde duyduğum eski hallerini. Aşk içinde çılgınlıklar, dengesizlikler olmayınca aşktan söz edilebilir mi ki Şekerciğim?
yüreğin ‘Ş’ hali
Ş, sana hiçbir hikâyemde yer vermeyeceğim, boşuna bekleme beni tatlı bebeğim. Ardında geçmişe dair, sana dair hiçbir iz bırakmadın giderken. Ne bileyim ateşli bir gece, içime dokunan bir bakış, belirsiz bir sızı, hatırlayıp gülümseyebileceğim küçük bir sırrımız olsun, olmadı seninle!
En azından bana ihanet edebilirdin.
Ama bunu yapmak bile, cesaret ister… Bir başkasını kendinden çok sevmek ister… Sana kızgın bile değilim. Yüzünü bile çıkaramıyorum. Ne yalan söyleyeyim kendimi o kadar zorladığım halde, sana hiçbir şey hissedemiyorum.
Sahi biz neden ayrılmıştık seninle?
yüreğin ‘K’ hali
Hani beni çok seviyordun sevimli ayıcığım, Pandam? Koca yalancı. Yalaka kedi seni.
Beni düşünmeden bir dakika bile duramadığını söyleyen, her fırsatta ( tuvalette bile ) telefonla arayan, neşesi, kahkahalarıyla odamı renkli bir film setine benzeten, sevişirken çığlıkları dışarı taşmasın diye odanın pencerelerini sıkı sıkıya kapattığım, bana taptığını, beni vajinasının içine alıp yok edeceğini söyleyen, kaç kız tanıdım ki ben ömrü hayatımda!
O dolgun dudaklarınla beni ateşli ateşli öperken büyük bir şaşkınlığın içinde açılmış gözlerimle seni anlamaya çalışıyor, sana inanmayla, inanmama arasında bocalıyordum. O denli gerçekdışı görünüyordun ki… O denli aşkın ete kemiğe bürünmüş bir haliydin ki… Tenin, kokun, içlerinde uzak yıldızların ışıklarını yansıtan gözlerin, hatırımda kalan yüzünde hiç eksik olmayan aşk gülümsemelerin aradan
geçen onca yıldan sonra bile başımı döndürüyor…
Oysa aşkı hiç düşünmemiştim seninle. Farkında bile değildin aşkı bir sanat halinegetirdiğinin. Benim sana âşık olduğumu fark edemediğim gibi. Anlamak için kaybetmek gerekmiş.
Ayrı olsak da ne fark eder?
Artık hiçbir şeyin düzeltilemeyeceğini bilmenin kederi içinde olsam da ne fark eder?
Yine sana, ilk karşılaştığımız günlerin güzelliği içindeyim.
Bütün aşkların bittiği koca bir yalan.
Ve sen hâlâ içimi titreten Elma Şekerli Lolitamsın…
İnsanlar ölümlü, aşk sonsuz…
Dünyanın en güzel lirik şiirleri senin için…
Ve gördüğüm bütün rüyalarda yine sen varsın!
Yorum Gönder