Saul Bellow’un, GÜNÜ YAŞA romanının
ana karakteri Tommy Wilhelm’in
yolculuğu üzerine kısa bir analiz
Hayat dediğin belki de yaşam ırmağında gücün yettiğince tersin tersin yüzmeye çalışmak, akıntıya direnmek çabasıdır. Bazen girdaplar çeker seni, bazen akıntının hızı artar, su derinleşir ayak basacak yer bulamazsın. Bazı kuytu köşelerde akıntının hızı azalır, su sığlaşır, havuz gibi eğlenir zaman geçirirsin. Bazen akıntı çok şiddetlenir, güçlü ve hızlı kulaç atabilmek ve batmamak için yüklerinden kurtulmak gerekir. O anda tutunacak bir dal, sığınacak bir kuytuluk ya da bir kayanın dingin güvenli alanını ararsın. Nehrin
üzerine sarkan dala tutunabilirsen ne ala… Bilirsin ve hatta sesini duyarsın biraz ilerideki şelalenin. Yüreğin korku ve heyecanla atar. Akıntıya kapılıp yönünü şaşırınca nehre doğru sarkan ya da yıkılmış bir ağacın dalına tesadüfen de olsa takılmayı, dalın seni yaşamda tutmasını umarsın. Bari dal olmazsa şansım
yaver gitsin, birisi elimden yakalasın ve beni kıyıya yaklaştırsın diye umarsın. Sayfa 22
Tommy; “Nasıl oldu da kendimi her ihtimale hazırlamak yerine şansa ve esine bel bağlayacak kadar aptal olabildim”.

Saul Bellow’un Günü Yaşa romanındaki Tommy Wilhelm tam da kökünden kopmuş bir nilüfer çiçeği gibi yaşam ırmağında akıntıya kapılmış gidiyor. Nilüfer çiçeği suyun altına uzanan kökü ile hayatta kalır ve narindir. Tommy yetişkinlik dönemine kadar kökünden suyun dibine bağlı olduğu için suyun yüzeyinde kalırken yüzmeyi öğrenememiş, hele hele tersin tersin yüzmeyi duymamıştır bile. İhtiyacı olmadığı için öğrenmemiştir. Dolayısıyla roman boyunca ve bitince Tommy yaşadıklarından dolayı suçlu mudur yoksa masum mudur, sorusunu bile soramıyor okur. Bu soru zihinde gereksizleşiyor yanıtı bulanıklaşıyor. Zaman
zaman başıma gelenlerin sorumlusu benim dese de çözüm için bir adım atmayan Tommy’e ancak acıyor insan.
Tommy Wilhelm şelalenin gürültüsünü uzaktan duyuyor hatta bu fokurtudan dolayı içten içe garip ve anlamsız bir gönenç hissediyor. Çünkü kendince elinden geleni yaptığını düşünüyor. Samed Behrengi’nin Küçük Kara Balık’ı kadar bile kendi başına karar alamıyor, birey olarak harekete geçemiyor. Ve sonuçta akıntıdan kurtulmak için şansının değişmesini ya da başka birisinin kolundan tutup kenara çekmesini bekliyor. Ara ara suya doğru uzanmış bazı dalları, sarmaşıkları yakalıyor, onlara tutunmaya çalışıyor. Ancak Dr. Tamkin (gerçek kimliği tam bir muamma olan Tamkin kuvvetle muhtemel bir dolandırıcı, patolojik bir yalancıdır. Öte yandan Tommy’i adeta manevi bir baba gibi kendine çekmeyi, ikna etmeyi başarmaktadır) gibi o dalların da kıyıda kökleri yok, onlar da suda savruluyor akıntı ile. Aslında o tutunduğu dalların da yaşam ırmağında yüzmeye korktukları için kenarda beklediklerini bilemiyor. Tommy bu sarmaşıklara tutununca onlarında köksüzlüğü ortaya çıkıyor, taşıyacağı yük artarken gücü iyice tükeniyor. Tommy hangi dalı tutacağını hangi kayaya yanaşacağını bile ayırt edemiyor, 40 yaşını geçmiş bir insan olarak Küçük Kara Balık gibi pelikana, kara batağa yem oluyor, tek farkla Balık buradan çıkış yolu arayıp bulurken Tommy nehrin akışına bırakıyor kendini. İlginç bir biçimde yaşam umudu ve inadı azalsa da bitmiyor, hep bir çıkış yolu hayal ediyor. Bu noktada bulunduğu ve bildiği ortamdan çıkmaya mı korkuyor, birey olarak özgürlükten mi korkuyor diye soruyoruz ister istemez.
Tommy (sayfa 17) “Babama yanaşabilseydim, Tamkin’e yanaşmazdım. En azından Tamkin bana yakınlık gösteriyor, el uzatıyor, babamsa rahatsız edilmek istemiyor” diyerek birilerinin yaşam ırmağında ensesinden tutmasını beklediğini belirtiyor. Tüm yalanıyla dolanıyla Tamkin’in elini tutunca sonunun ırmakta sürüklenmek, şelaleden aşağı düşmek olduğunu bilerek başka bir yol ayrımına dahi girmiyor. Hatta roman boyunca Tommy nehirde tersin tersin yüzmek istemiyor diye düşünüyor okuyucu.
Sanırım 40 yaşına, karısı ve iki çocuğuna rağmen kendini yetişkin ve bağımsız bir birey olarak hissedemiyor. Ve sonlara doğru Tommy “(sayfa: 93) Çoğu insan ne yapması gerektiğini bilir, ancak kaçı yapabilir” yorumuyla bile isteye sürüklendiğini belirtiyor bizlere.
Yorum Gönder